Tanımlama bilgilerini; sitemizin doğru şekilde çalışmasını sağlamak ve size daha iyi bir deneyim sunabilmek için kullanıyoruz. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Aydınlatma Metni sayfamızı inceleyebilirsiniz.

Kabul Et

İklim Krizi ve Hayvancılık Endüstrisi

Aslında yıllardır var olan fakat son zamanlarda yaşantımıza etkileri göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşan küresel ısınma, artık doğamız için bir an önce harekete geçilmesi gereken bir iklim acil durumu halini almıştır.

Toplumun kolektif mücadelesi ve bireylerin yaşam tarzlarını dönüştürmeleri, giderek kontrolden çıkan iklim krizinin ivmesini kesmek için atılacak en önemli adımdır. “Benim bireysel yaşam tarzımın 8 milyar insanın yaşadığı bir gezegene ne kadar büyük bir etkisi olabilir ki?” diye düşünebilirsiniz, fakat mutfağımıza günlük giren ürünlerin bile çevremize yıkıcı etkisi öngörülemez olabiliyor. Gelin beslenme alışkanlıklarımızın çevremize etkilerini beraber inceleyelim.

İnsanlar genel olarak ihtiyaç duydukları temel besinlerin büyük bir çoğunluğunu hayvansal gıdalardan sağlamaktadır. En yaygın tüketilen et ve süt besinlerinin üretimini hayvancılık endüstrisi çatısı altında birleştirip iklime ve doğaya etkilerini inceleyebiliriz. Hayvancılık endüstrisi karbondioksit salınımı bakımından başta gelen sektörlerden biri. Yem üretimi, hayvan gübreleri, hayvanların kendi salınımları ile birlikte hayvancılık, küresel sera gazı emisyonlarının %15’ini oluşturuyor. Bunun yanı sıra hayvanların otlatılabilmesi için mera arazisine dönüştürülen ormanlar atmosfere salınan karbonun tutulması için kaçırılan bir fırsat. Eğer bu ormansızlaşma tersine çevrilebilirse, bu ormanlar bir karbon yutağı görevi görecek ve atmosferden iklimi ısıtan karbonu büyük miktarlarda emecektir.

Hayvancılığın doğaya bir diğer olumsuz etkisi de doğal kaynakları orantısız fazla miktarlarda kullanmasıdır. Hayvansal ürünlerin üretimi genellikle bitki bazlı gıdalara göre çok daha fazla suya ihtiyaç duyar. Öyle ki küresel su tüketiminin %29’undan hayvan yetiştiriciliği sorumludur. Bunun yanı sıra dünyanın tüm kara alanının dörtte birinden fazlası, çiftlik hayvanlarını otlatmak veya onlara yiyecek yetiştirmek için kullanılıyor. Sadece 1 kg tavuk eti üretmek için 3.2 kg ürün gerekiyor ki bu ürünler kendi başlarına insan tüketimine uygun ürünler.

Peki bir birey iklim kriziyle mücadele etmek için neler yapabilir? ABD’de yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, herkes et tüketimini %25 oranında azaltırsa, yıllık sera gazı emisyonları %1 oranında azalacaktır. Yani ortalama bir insanın günde bir öğün et tükettiğini varsayarsak, haftanın sadece 2 günü et ürünü tüketmeyerek bu hedefe kolayca ulaşabileceğini görüyoruz. Ayrıca istatistikler bize gösteriyor ki herkes bitki bazlı bir diyet uygulasaydı, doğrudan tüketime hazır bitkisel yiyecek yetiştirmek için insanların daha sonra tüketimi için yetiştirilen hayvanları beslemekten daha az araziye ihtiyaç duyulduğundan, bugün kullandığımızdan %75 daha az tarım arazisine ihtiyacımız olurdu. Bu, ABD, Çin, Avrupa ve Avustralya'nın toplamına eşdeğer bir alan.

Sonuç olarak beslenmenizde yaratacağınız ufak değişikliklerin dünyamızı sürdürülebilir bir gezegene dönüştürmek ve iklim acil durumuna müdahalede büyük bir rol oynayabilir. Üstelik bunu yaparken damak zevkinizden ve besinlerinizin kalitesinden vazgeçmek zorunda değilsiniz. Bu akşam yemekte et yerine Newer Foods ürünlerini deneyerek alışkanlıklarınızla beraber dünyamızı da yenileyebilirsiniz.

Kaynak:
https://www.scientificamerican.com
https://www.vox.com
https://youtu.be/o8vgikf-ZlU?si=e1AcSNWCEuYRHF67
https://www.greenpeace.org.uk

Düzenleyen:
Ferah Yıldırım